11 Temmuz 2009 Cumartesi

Grip,Virüse Bağlı Bir Hastalık Mıdır?

Dujarric de La Riviere kendi üzerinde cesurca yaptığı deneyi anlatıyordu: gribin ağır bir şekline tutulmuş dört hastadan alınan kanı karıştırmış ve Chamberland bujisinden (bakteriyoloji uzmanlarının genel olarak kullandığı bir porselen filtre) geçirmiş, sonra bu filtre edilmiş sıvıyı kendi cilt altına enjekte etmiştir; üç dört gün sonra ateşle, baş ağrısıyla kas ağrılarıyla tipik grip belirtileri gösteriyordu...

1919'da Japon bilgini Yamanuşi ve çalışma arkadaşları, gripte bir ultravirüsün varlığını ortaya koyan çalışmalarının sonuçlarını yayınladılar. 52 gönüllünün ya cilt altına ya da doğrudan doğruya burun boşluklarına griplilerin filtre edilmiş balgamlarını yada kanını aşılamışlardı: birkaç hafta önce grip geçirmiş ve böylece dirençli ve bağışık olmuş olanların dışında, aşılanan kişilerde belirgin belirtiler görüldü. Aynı yazarlar, tersine, gönüllülerin burun içi yoluyla Pfeiffer basili kültürleriyle aşılanmasından sonra hiçbir belirtinin ortaya çıkmadığını gösterdiler.

Böylece filtreden geçen bir virüsün gribe sebep olduğu varsayımının uygunluğu konusunda pek az kuşku kalmıştı. Bu varsayımın gripal virüsün ayırılmasına ve belirlenmesine ulaşması İçin on yıldan çok beklemek gerekti. 1933'de üç ingiliz bilgini, Smith, Andrevves, Laidlavv grip virüsünü bulaştırmak için laboratuvar hayvanı olarak dağ gelinciği kullanmayı düşündüler. Londra'da bir grip salgını sırasında bu üç bilgin hastalığın akut döneminde bir hastadan alınmış, filtre edilmiş (böylece bakteriyle ilgili bütün öğelerden yoksunlasmıs) burun-yutak salgılarıyla dağ gelinciklerini burun içi yoluyla aşıladılar. Bu şekilde aşılanan dağ gelincikleri ateş, iştahsızlık, genci durgunluk, kanlanmış gözler, burun akması, tüylerin diken diken olması gibi belirgin belirtileri göstermekte gecikmediler; 4-5 gün sonra hayvanların sağlığı iyiye döndü ve hayvanlar hızla iyileştiler. ingiliz yazarları hemen sonra gripal hastalığın sağlam dağ gelinciklerine hasta dağ gelinciklerinin burun boynuzcuklarının ezilmiş ve filtre edilmiş mukozasının burun içine aşılanarak geçirilebileceğini kanıtladılar.

Gribin bulaşıcı ajanı olan bir ultra-virüs filtreden geçebildiğine göre dağ gelinciğinden dağ gelinciğine taşınabilirdi. Ayrıca, sağlam dağ gelincikleri gripli dağ gelincikleriyle aynı kafeste bırakılırsa, sağlam dağ gelincikleri hastalığa tutulmakta gecikmiyorlardı: grip, insanda olduğu gibi, dağ gelincikleri için de bulaşıcıydı. Bundan başka, grip salgını olmadığı dönemde bulaşmış dağ gelinciklerini elleyen kişiler de tipik grip belirtileri gösterdiler; halka böylece kapanmış oluyordu: grip virüsü insandan gelerek dağ gelinciklerine bulaşmıştı ve bu hayvanlardan yeniden insana geçmiş oluyordu. Bir başka önemli saptama: gripal virüsü içeren materyelle bir aşılamadan yada bulaşmış dağ gelincikleriyle temastan sonra grip geçirmiş ve iyileşmiş dağ gelincikleri grip virüsüyle yeni bir bulaşmaya karşı dirençli oluyordu: bu yeni aşılama onlarda hiç bir belirti meydana getirmiyordu, duyarsızlaşmalardı yada daha bilimsel bir terim kullanırsak bağışık'tılar. Bu gözlem insanın grip karşısındaki bağışıklığı üzerine deneysel olarak bilinenleri doğruluyordu: bir salgın sırasında bir kişinin bulaşmaya her zaman açık olmakla birlikte birkaç hafta yada birkaç ay arayla birkaç defe grip olması pek az görülür.

Smith, Andrewes ve Laidlavv'un büyük buluşu bir yıl sonra A.B.D'nde Francis tarafından (1934), sonra birçok ülkede, özellikle Fransa'da Dujarric de La Riviere tarafından (1936) tümüyle doğrulandı.

0 yorum:

site ekle site ekle
Zirve100 Sayac
Site Ekle

Site Ekle